46 الأشخاص
انطاليا
Akşam saat 23:00 da belirlenen buluşma noktalarından sizleri alıyor ve gezimizi başlatıyoruz.Sabah Adana’da alacağımız kahvaltının ardından Birecik‘e hareket ediyoruz. İlk önce Kelaynak Kuşları (Milibis Baldibis) Koruma İstasyonu’nu görerek soyları tükenme tehlikesi altında olan bu değerli tür hakkında bilgi aldıktan sonra ve Adıyaman’a hareket ediyoruz. Cendere Köprüsü Karakuş Tümülüslerini de gördükten sonra, dünyada güneşin en güzel doğuş ve batışının izlenebildiği yerler arasında bulunan, 1150 m yüksekliğe sahip Nemrut Dağı’na çıkıyoruz. Küçük minibüslerle dağın eteğine kadar çıkıp, yarım saatlik bir yürüyüşün ardından dağın zirvesine ulaşıyoruz. Burada ilk olarak Tanrıların bulunduğu Doğu terasında rehberimizden bilgi alıp bol bol fotoğraf çekiyoruz. Daha sonra güneşin batışını izlemek için Batı terasına geçip tanrı heykelleriyle birlikte muhteşem bir güneş batımını izliyoruz. Gün batımı sonrasında minibüslerimizle Kahta’ya hareket ediyoruz. Ardından aracımızla buluşuyor ve Adıyaman’daki otelimize geçiyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizde olacaktır.
Sabah Kahvaltısı: Ekstra
Öğle Yemeği: Ekstra
Akşam Yemeği: Otelde
Konaklanacak Otel: Kahta Hotel Nemrut
Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası aracımıza geçiyor ve Diyarbakır’a gidiyoruz. Sadece ülkemizin değil dünyanın da en iyi korunmuş ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Diyarbakır surlarını görüyoruz. Dünyada sur olarak tek örnek teşkil eden ve bir açık hava müzesi niteliği taşıyan Diyarbakır surları; kapladığı alan bakımından doğudan batıya 1700 m, kuzeyden güneye 1300 metredir. 5 km uzunluğa sahip olan surlar, iç ve dış sur olmak üzere iki sur şeklinde yapılmış, ancak dış sur günümüzde yıkılıp yok olmuştur. Bu dış sur izlerine, günümüzde sadece Mardin kapı ve Dağ kapı civarında rastlanmaktadır. Surlar, 82 burçtan ve 4 ana kapıdan oluşmaktadır. Beden duvarları payandalarla desteklenmiştir. Burçlar; yuvarlak, çokgen ve dikdörtgen planlıdır. Surların yüksekliği, 5 ile 12 m, duvar kalınlıkları ise 3 ile 5 m arasında değişmektedir. Surun ana kapıları; kuzeyde Dağ Kapı (Harput), batıda Urfa (Rum) Kapı, güneyde Mardin (Tell) Kapı, doğuda Yenikapı (Dicle ve Şat) olarak adlandırılmaktadır. Hindibaba ve Tekkapı ise tali kapılar olup, Cumhuriyet döneminde açılmışlardır. Yüzyıllara meydan okuyan surların bugünkü görüntüsü, İstanbul’u Roma'nın başkenti olarak yeniden inşa eden Konstantin’in oğlu Bizans İmparatoru II. Konstantius (MS 349) tarafından yenilenerek günümüze ulaşmıştır. Sonrasında Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan Ulu Cami ve Külliyesini, 1572-1575 yılları arasında Diyarbakır valiliği yapmış olan Hasan Paşa’nın yaptırmış olduğu Hasan Paşa Hanını, Sülüklü Hanı görüyor ve Akkoyunlu hükümdarı Kasım Bey’in yaptırdığı Şeyh Mutahhar Camisine ait olan Dört Ayaklı Minare'nin gezilmesinin ardından Keçiburcu Hevsel Bahçelerini ve Dicle Nehri üzerinde halk arasında on gözlü olarak adlandırılan tarihi köprüyü fotoğrafladıktan sonra vereceğimiz serbest zaman sonrasında, Ilısu Barajı’nın suları altında kalma tehlikesi olan Hasankeyf’e varıyoruz. İpek Yolu’nun Dicle üzerindeki geçiş noktası olmasından dolayı kesintisiz imar gören Hasan Keyf’te; Artuklu, Eyyubi ve Osmanlı izlerini görmek için yeni köprünün yanında fotoğraf molası veriyoruz. Midyat'a doğru hareket ediyoruz. Küçük bir Mardin görünümünde olan Midyat'ta birçok ünlü dizinin çekimlerine ev sahipliği yapmış ve bölgenin en önemli sivil mimari örneklerinden biri olan Kaymakamlık Konuk Evini (dışarıdan görülecek), eski han ve Midyat sokaklarını görüp, Telkariciler sokağında alışveriş yapıyoruz. Turumuzun sonrasında akşam yemeği ve konaklama için Mardin'deki otelimize geçiyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde
Öğle Yemeği: Ekstra
Akşam Yemeği: Otelde
Konaklanacak Otel: Mardin Yay Grand Otel
Sabah otelde yapılan kahvaltı sonrası, Dara Antik Kent gezimiz ile başlıyoruz turumuza. Doğu Roma İmparatoru Anastasius tarafından Garnizon kent olarak seçilen, M.S. 503-507 yılları arasında burada inşa faaliyetlerine başlanan Anastasius, kurduğu bu şehre kendi ismini (Anastasiopolis) vermiş, Mezopotamya bölgesinin yönetim ve idare merkezi yapmıştır. Antik Dara, yüzyıllar boyunca Mezopotamya’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri olarak kayıtlarda yer alırken, kentin Pers İmparatoru Darius ile Büyük İskender’in savaşına tanıklık ettiğini arkeolojik kalıntılar ve arşivlerde geçmektedir.Kaya içine oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan Dara Antik Kenti’nin çevresi 4 kilometrelik bir surla korunmuştur. İç kale, kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Kent içinde kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir.Daha sonra Mardin eski şehir meydanında yaya olarak Mardin gezimize başlıyoruz. Yürüyüşümüz sırasında zaman zaman ana caddeyi, bazen dar sokakları ve abbaraları kullanacağız. Yaya olarak yapılacak gezide sırasıyla Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane (Mardin Arkeoloji ve Etnografya Müzesi), Zinciriye Medresesi, Şehidiye Camisini gördükten sonraki durağımız Deyrulzafaran Manastırı olacak. Manastırın gezilmesi sonrası belirlenen saatte Kasımiye Medresesi’ne hareket ediyoruz. Mezapotamya manzarasını seyrederek bu muhteşem yapıyı rehberimizden dinliyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde olacaktır.
Sabah Kahvaltısı: Otelde
Öğle Yemeği: Ekstra
Akşam Yemeği: Otelde
Konaklanacak Otel: Mardin Yay Grand Otel
Sabah otelde alacağımız kahvaltının ardından Şanlıurfa’nın Örencik köyü yakınlarında bulunan, dünyanın uygarlık tarihindeki ilk tapınaklarına ev sahipliği yapan, Unesco Dünya Kültür Mirası listesindeki Göbeklitepe Höyüğü’ne gidiyoruz. Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlamıştır. Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk tapınak olan Göbeklitepe, son yılların en büyük arkeolojik keşfi olarak gösterilmektedir. Yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hala cevap bulamayan tapınak, Mısır Piramitleri'nden ve İngiltere'deki Stonehenge'den yaklaşık 7 bin 500 yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekmektedir. Göbeklitepe ziyaretimizin ardından, dünyanın bilinen ilk İslam Üniversitesi'nin bulunduğu Harran’a gidiyoruz. Dünya’da sadece üç bölgede bulunan Konik Kubbeli Harran evleriyle koruma altına alınmış olan Harran’da; Ulucami kalıntıları, höyük, şehir surları, kale, geleneksel Harran evlerinin en güzellerinden birini gördükten sonra Şanlıurfa’ya hareket ediyoruz. Şanlıurfa’da; Hz.İbrahim'in Makamı, Kale ve Gümrük Han, Halil-ür Rahman Cami, Aynzeliha Parkı ve Balıklı Göl'ün gezilmesi sonrası eski çarşılarda alışveriş için serbest zaman veriyoruz. Otele yerleştikten sonra Sıra gecesine gidiyoruz.
Sabah Kahvaltısı: Otelde
Öğle Yemeği: Ekstra
Akşam Yemeği: Şanlıurfa Sıra Gecesi (Fiyata Dahil)
Konaklanacak Otel: Şanlıurfa Hotel El-Ruha